NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
بْنُ
عَيَّاشٍ
عَنْ أَسِيدِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الْخَثْعَمِيِّ
عَنْ
فَرْوَةَ
بْنِ
مُجَاهِدٍ
اللَّخْمِيِّ
عَنْ سَهْلِ
بْنِ مُعَاذِ
بْنِ أَنَسٍ الْجُهَنِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
غَزَوْتُ
مَعَ نَبِيِّ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
غَزْوَةَ
كَذَا
وَكَذَا فَضَيَّقَ
النَّاسُ
الْمَنَازِلَ
وَقَطَعُوا
الطَّرِيقَ فَبَعَثَ
نَبِيُّ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مُنَادِيًا
يُنَادِي فِي
النَّاسِ
أَنَّ مَنْ
ضَيَّقَ
مَنْزِلًا أَوْ
قَطَعَ
طَرِيقًا
فَلَا
جِهَادَ لَهُ
Muaz b. Enes el-Cühenî'den;
demiştir ki:
Ben Rasûlullah (s.a.v.)
ile birlikte bir savaş'a çıkmıştım. Askerler evleri daralttılar ve yolu
kestiler. Bunun üzerine, Nebî (s.a.v.) askerler arasında,
"Kim bir evi
daraltırsa ya da bir yolu keserse onun için cihad(dan nasib) yoktur." diye
bağıracak bir dellal gönderdi.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, III,
441.
Askerlerin evleri
daraltmasından maksat, girdikleri memleketlerde her askerin rastgele bir evi işgal
ederek, ihtiyaçlarından fazla evleri «İlerinde tutmaları, bu yüzden de memleket
halkını ellerinde kalan az sayıdaki evlerde sıkışıp kalmaya mecbur etmeleridir.
Askerlerin yolları
daraltmalarından maksat ise eşyalarını halkın geçeceği yollar üzerine
indirerek, trafiğin akışım Önlemeleridir. Rasûl-i zişan efendimiz askerlerin
evleri ve yolları daraltarak Allah'ın kullarını lüzumsuz yere sıkıntıya
düşürmelerinin doğru olmadığına dikkatleri çekmiş ve askerlerin bu hareketten
son derece kaçınmalarını sağlamak için mübalağalı bir dille bu şekilde hareket
eden askerlerin yaptıkları cihaddan hiçbir sevab alamayacaklarını söylemiştir.
Askerlerin, halkın
evlerini ve yollarını daraltmaları nasıl çirkin bir iş ise; hakkın,
memleketlerine uğrayan askerlere zorluk çıkarmaları yollarını daraltmaları ve
ihtiyaç duydukları evlerin temininde onları müşkil durumda bırakmaları da o
derece çirkin bir iştir.